Türkiye’de ve dünyada turizm algısı değişiyor. Artık klasik, deniz-kum-güneş ve tarih ekseninden, gittikçe daha çok bireyselleşen turizm anlayışına, keşfedilmemiş doğa parçalarına yapılan gezilerden, doğanın kalbinde yapılan seyahatlere, yeni deneyimlere doğru yöneliyor insanlar. Bu aşamada, Bolu’nun sahip olduğu dünyanın en güzel doğa harikalarına ek, bugün pek fazla tanınmasa da önümüzdeki dönemde marka değerine katkı verecek güzellikleri ile Seben, yeni misafirlerini ağırlamak için bekliyor.
Seben Belediye’sinin hazırlattığı ‘’Bolu’nun Saklı Cenneti: Seben’’ kitabının ardından, el değmemiş doğası, temiz havası ve buz gibi sularıyla, doğanın bin bir rengini bünyesinde barındıran Seben Yaylalarını da gün ışığına çıkaran bu kitabın, ilçenin turizm çeşitliliğine yeni bir boyut katmasını bekliyoruz.
Bolu’nun en önemli değerlerinden Köroğlu’nun Bolu Beyi’ne karşı verdiği mücadelede atını bağladığı, ayak basmadık yerini bırakmadığı Seben Yaylaları, sizin için hem tarih için de bir yolculuk olacak hem de doğal güzellikleri ile birçok dünya ülkesini gölgede bırakacak güzellikler içinde tadına doyulmaz bir zaman geçirmenizi sağlayacak. Seben, aslında Bolu’nun kıyısında ve İstanbul’a sadece 3-3,5 saat, Ankara’ya da 2-2,5 saatlik bir yolculukla ulaşılabilecek saklı bir cennet konumunda. Günden güne tanınırlığı daha da artan, Abant’ın 7 katı büyüklüğünde, Bolu’nun diğer doğa harikası köşesi olan Gölcük’ün sadece 21 km üzerinde yer alan Seben Gölü’nü merkez kabul ettiğimiz çalışmamızda, yaylalarımızı da ulaşım kolaylığı açısından buna göre konumlandırmaya çalıştık. Ganduzla’dan, Karapınar’a, Haydar’dan Hoçaş Yaylası’na, Koçcavaz’dan Pipaklar Yaylasına Seben’in doğa harikası köşelerine kısa bir yolculuk yaptırmaktı amacımız. Türkiye’nin bir hazinesi olan Seben yaylalarındaki doğal güzellikleri tanıtmak ve Seben’in turizmde hakettiği yeri alması adına yapılan bu çalışmanın yöre turizmine katkı sağlaması umuduyla.